Ay Ben Gene Kaçırdım…
Yok yok kabul ediyorum; Ben bakan körlerden oldum…
Günlerdir bloglarda etkinlik furyası var, hepsine güzel güzel bakıyorum ama ne hikmetse hiç üzerime alınmıyorum.
Nihayet bugün dank etti ama maalesef gene geç kalmışım.
Aslına hayatı bu kadar geriden taklip etmem ama bugünlerde böyle işte.
“Ye#28 Geleneksel Kış Hazırlıkları” konulu etkinliğe ben de Kaplumbağa misali bir resimle katılmak istedim.
Daha önce bir mantı maceram vardı, bazılarınız okumuş olabilir. O facia sonunda hamuru değerlendirmek için kestiğim erişteyi, allayıp pullayıp yeni gibi sunuyorum, çaktırmayın:)))
Bu arada Cevizli Erişte yapar mısınız?
Lezzetli ve kalori deposu yemekler arasında salına salına yerini alan Cevizli Erişte’yi yapmayanınız varsa muhakkak denemeli.
Uzun zamandır yapmıyoruz ama sabahın şu kör gözünde sanki yapıyormuş gibi canlandırarak anlatayım size:
Diyelim ki bir Pazar günü… Ev ahalisi öğlene doğru vızıldanmaya başladı “Şöyle güzel ve değişik bir yemek olsa da yesek”… Üfff gene iş başa düştü yani… Pazar Pazar yan gelip yatmak dururken şimdi kalk saatlerce mutfakta uğraş didin, 2 dakika da yensin bitsin gitsin yaptıkların (Aaaa, hemencecik moda girdim yani!!). En iyisi basit, kolay ve doyurucu bir yemek: Cevizli Erişte…
Erzak dolabı açılır taaa arkalarda kalan erişte çıkarılır. Sıcak ve tuzlu suda haşlanmaya bırakılır. Diğer tarafta bir miktar köy peyniri (olsa ne güzel olur, yoksa dayayın beyaz peyniri) çatalla ezilir. Bolca ceviz havanda dövülür (Biraz iri kıyım kalması tercih edilir). Şööyleee bolca da tereyağ eritilir…
Erişte haşlandıktan sonra yuvarlak borcama (niye yuvarlaksa, sanki kare yada dikdörtgen olunca tadı değişiyor) biraz erişte konur. Üzerine ezdiğimiz peynir ve cevizler bolca serpilir. Bir kat erişte, bir kat peynirli-cevizli iç daha konur. En üste kalan erişteler yerleştirildikten sonra, erittiğimiz ve hafif yanmaya yüz tutmuş terayağ yemeğin üstüne dökülür.
Dumanı üstündeyken sofraya getirilir ve lööönnnkk diye masanın ortasına bırakılır… Böyle yapın ki eşiniz kaldırsın borcamı kafanıza indirsin:))))
Şaka tabi ki… Sevginizle pişirdiğiniz yemeğinizi ev ahalisinin tabaklarına paylaştırıp, onların yüzündeki mutluluğu görerek, ağzınıza attığınız her lokmada erişte, peynir, tereyağ ve cevizin o eşsiz dansını hissederek, bir öğünü daha başarıyla atlatmış olmanın haklı gururunu yaşayabilirsiniz…
Sevgiler, saygılar, hürmetler…
2 Eylül 2008 Salı
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder