Hatırlıyorum…
Bir tatlı krizi anıydı…Çıldırmış bir şekilde mutfağa dalmıştım…Kesme şeker, toz şeker, reçel, nutrella fayda etmemişti…Şerbetli bir tatlı gerekiyordu…Çıldırmak işten bile değildi…“Tatlı” nidalarıyla sokağa fırlayıp Pastaneye koşarken, yarı yolda ev terliklerimin ayağımda olduğunu fark ettim…Kafamı kaldırıp “Ben nereye koşuyorum?” sorusu ile birlikte kadayıfçıyı görmem bir oldu…Yarım kilo kadayıf alıp aynı hızla eve geldim…Hemen kadayıfları açıp tırtıklamaya başladım. Daha önce hiç kadayıf tatlısı yapmamıştım ama bu kriz başka türlü atlatılamazdı.Yanlış hatırlamıyorsam kadayıflar bir parça sıvı yağ ile bir güzel harmanlanıyordu.Sonra tepsi yağlanıp bir parça kadayıf sıkıca bastırılarak tepsiye yerleştiriliyordu.Ortasına iri kıyım çekilmiş ceviz içi serpiştirildikten sonra geri kalan kadayıflar da iyice bastırılarak bir bütün (!) oluşturuluyordu. Sonra da önceden kızdırılmış fırına atılıyordu. Bu arada o aklımı çelen şerbet hazırlanıyordu. Standart şerbet ölçüsü işte; 3 su bardağı su, 4 su bardağı şeker, yarım limon suyu…Allahım Allahım nasıl güzel kızarmış, nasıl güzel kokuyor kadayıf…Soğuttuğum şerbeti fırından yeni çıkan nar gibi kızarmış kadayıfın üstüne döktük mü bu iş tamam…Hımm… nefis nefis…
Ama önce bir fotoğrafını çekeyim.
Hayatımda yaptığım ilk kadayıf tatlısı…Harika olmuş…Ama bir dakika yaaa…Ben Kadayıf tatlısı sevmem ki…Hayatta yemedim, yemem de…Üfff, zaten tatlı krizi falan da geçti bu kadar süre zarfında…Neyse ki diğer aile bireyleri sever…Afiyet olsun onlara:))))
2 Eylül 2008 Salı
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder